29 Şubat 2008 Cuma

Neden migrenim var

Migren

Beyin duyarlılığı sonucu ortaya çıkan şikayetler grubundan biri de migren olarak adlandırılır. Başağrısı hemen tüm hastaların ortak derdidir. Ağrı ile birlikte gözlerde parlayan ışık parçacıkları, isteksizlik, huzursuzluk, hayattan zevk almama,bulantı gibi yakınmalar eşlik eder. Kadınlarda daha sık görülür. Özellikle regl dönemlerinde hormonal etkilerin beyin duyarlılığını arttırması sonucu, çoğu kadında daha belirgin hale gelir.


Neden migrenim var ? Neden başım bu denli ağrıyor ?

Çünkü beyin çalışmasıyla ilgili duyarlılığınız var. Bu duyarlılık kimi insanda aşırı sinirlilik hali yaratır. Kimilerinde panik atak ya da epilepsi (sara) nöbetleri. Sizde de migren.


Nöroterapi ile migren tedavi edilebilir mi ?

Nöroterapi, beyin duyarlılığı sonucu gelişen şikayet ve hastalıkların iyileştirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Nöroterapi ile migren tedavisinde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Özellikle 4 yıl boyunca 100 migren hastasının katıldığı Heg nöropati çalışmasında sonuç %90 başarıdır.

Heg nöroterapi ile beyin ön bölge kanlanması arttırılarak, beyin çalışması sonucu ortaya çıkan ürünler daha çabuk beyinden temizlenmesi ve beyin ön bölge dokusunun daha iyi kanla beslenerek duyarlılıklarının düzeltilmesi amaçlanır.

Migren ve bilmeniz gerekenler

Migrenin Belirtileri Nelerdir?

En sık rastlanan belirti, hafiften başlayarak çok şiddetli, zonklayıcı karaktere dönüşen baş veya boyun ağrılarıdır. Ağrı genelde (ama her zaman değil) başın bir tarafında olur ve en az bir kaç saat devam eder. Ağrı geçtikten sonra migren hastası kendini genellikle yorgun ve bitkin hisseder. Bazen de bir mutluluk duygusu taşıyabilir.


Diğer belirtiler (bu belirtiler baş ağrısından önce veya baş ağrısı esnasında olabilir):

Kabızlık veya ishal
Sinirlilik
Mide bulantısı ve / veya kusma
Işığa karşı duyarlılık
Gürültüye karşı duyarlılık
Kokulara karşı duyarlılık
Kafa derisinde hassasiyet
Kan damarlarında gözle görülebilen genişleme
Boyun ve / veya omuz ağrısı veya tutukluğu
Vücudun uç noktalarında (eller, ayaklar) ağrı, sızı
Dokunma hissinde azalma



Aura Dönemi Genelde Klasik Migrende Ağrı Başlangıcından Önce) Belirtileri:

Görme duyusunda bozukluklar
- Kör noktalar
- Işık noktaları görme
- Görme duyusunun tünel gibi olması
Görme ve duyma ile ilgili halusinasyonlar (yanılsamalar)
- Zikzak şekilleri görme
- Gelin teli şeklinde görüntüler
Vücudun bazı bölgelerinde uyuşma
Kulak çınlaması
Konuşma bozuklukları
Başka duyular ile ilgili bozukluklar


Diğer Sık Rastlanan Belirtiler:

Karın şişliği
Üşüme, el ve ayaklarda soğukluk
Esneme
Ağız kuruluğu
Vücutta su toplanması
Terlemede artış
Burun akması
Sık idrara çıkma
Açlık – tatlı yeme isteği veya iştahsızlık
Konsantrasyon bozukluğu, dikkatin azalması, düşüncede yavaşlama
Kelime bulma güçlüğü, konuşurken takılma
Durgunluk, donukluk bazen de aktivitede aşırı artış
Kalp atışlarının hızlanması
Yüksekten başı dönme


Migrenin Oluşma Mekanizması Nedir?

Migreni oluşturmaya yönelik etkenler tam olarak anlaşılmamakla birlikte, araştırmacılar migren esnasında vücutta neler olduğunu anlamak konusunda epeyce yol kat etmişlerdir. Bu değişiklikleri ortaya çıkaran etkenlerin neler olduğu konusunda ise bazı teoriler mevcuttur:

Kan damarlarını etkileyerek doku şişkinliği oluşturan maddeler: Vazoaktif aminlerin varlığı, migreni oluşturan etkenler konusunda en kuvvetli hipotez gibi görünmektedir. Beyin damarlarına bu maddelerin boşaltılması beyin damarlarının genişleme reaksiyonuna sebep olmaktadır. Bu olayın neden kaynaklandığı konusu tam olarak açıklığa kavuşmamakla birlikte, beyin damarları etrafındaki sinirlerin acı sinyalini vermesi ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Bu sinirler uyarıldıkları zaman damarlara vazoaktif amin denilen maddeler boşalırlar. Bu maddeler damarlarda genişlemeye sebep olurlar.

Araştırmacılar migrenin beyin kan akışı ile ilgili bir bozukluk olduğunda hemfikir olup, az anlaşılan pek çok faktörün bu bozukluk üzerinde etkisi olduğunu düşünmektedirler.Beyin kan dolaşımındaki değişikliklerin migrenin önemli bir parçası olması ve kafatası içerisindeki damarların genişlemesinin ağrının sebebi olması ile birlikte, migrenin esas nedeninin beyin kan dolaşımındaki değişikliklerle ilgili olmadığını düşünmekte olan araştırmacılar da vardır.

Serotonin: Kan serotonin düzeyi migren esnasında dalgalanır. Kanda bulunan serotonin miktarı baş ağrısından önce çoğalır, baş ağrısı esnasında azalır. Bunun nedeni büyük bir ihtimalle kan pulcuklarındaki (trombosit) değişikliktir. Serotonin depolayan kan pulcukları migren hastalarında kronik çoğalma gösterirler ve migren öncesi yapışkanlıkları artar. Trombositler aynı zamanda kan damarlarında değişikliğe neden olan vazoaktif aminlerin kandaki miktarını etkiler.

Yayılan depresyon ve magnezyum:Yayılan depresyon beynin arka tarafında başlayıp öne doğru yavaşça yayılan, beyin kabuğu işlevinde bir azalma olarak kendini gösterir. Yayılan depresyon muhtemelen beyin kan akımındaki azalmaya bağlıdır ve klasik migren hastalarında görülüp aura ile eş zamanlıdır. Bu durum hayvanlarda deneysel olarak oluşturulabilir ki bu magnezyum eksikliğinde daha da kolay olmaktadır. Magnezyum elementinin kan düzeyi klasik migren hastalarında, özellikle migren esnasında azalmış olarak saptanır.

Beyin kan akımında azalma: Yayılan depresyonu takiben klasik migren hastalarında karşı beyin yarısının arka tarafından başlayıp öne doğru yavaşça yayılacak şekilde beyin kan dolaşımında bir azalma görülür. Bu, beyin işlevinin azalması ile ilişkili olabilir. Aura esnasında da beyin kan dolaşımında bir yavaşlama olur.Migren ağrısı esnasında beyin kan dolaşımı artar.Basit migren hastalarında beyin kan dolaşımındaki azalma net bir şekilde gözlenememiş olmakla birlikte basit migren hastalarında da beyin kan dolaşımı migren ağrısı esnasında bir artış gösterir



Migreni Başlatan Etkenler Nelerdir?

Migrenin fizyolojik nedenleri ne olursa olsun, pek çok migren hastası, migreni başlatan bazı faktörler tespit etmişlerdir. Bu faktörler her migren hastası için farklılıklar göstermekle birlikte en sık ifade edilenleri şunlardır:

Çevresel faktörler:
Yükseklik değişiklikleri
Hava kirliliği (ozon ve sis)
Parlak güneş ışığı veya lamba ışığı
Flüoresan ışıklar veya titreyen herhangi bir ışık (örneğin; tavan vantilatörlü odalar, jaluzi içinde süzülen güneş ışığı, bilgisayar monitörleri)
Saçın kuyruk şeklinde sıkıca bağlanması veya saç tokaları
Yüksek ve devamlı gürültü (örneğin; bebek ağlaması, vantilatör sesi, güç kaynaklarının sesi, yankılanan koridorlar vs.)
Parfümler
Kuvvetli diğer kokular ve kimyasal maddeler: Kumaş boyası, duvar boyası, çöp kokusu, araba egzoz dumanı vs.
Hava durumundaki değişiklikler (basınç farklılıkları, nemde farklılık, hava sıcaklığında değişiklik, kuvvetli rüzgar, kasırga)
Havasız ortamlar
Mevsimsel değişiklikler (sonbahar ve ilkbahar en kötü zamanlardır)

Yiyecek ve içecekler:
Alkol ( özellikle kırmızı şarap)
Sentetik tatlandırıcılar
Kafein ( fakat bazı hastalarda migreni azaltır)
Hindistan cevizi ve hindistan cevizi yağı ( güneş losyonları da dahil)
Narenciye
Çin yemekleri
Hazır çorbalar
Hazır peynir tozu maddeleri
Soya proteini ve soya sosları
Baharat ve hazır soslar
Et terbiyesi için hazır soslar
Bira mayası
İçlenmiş şarküteri ürünleri
Hazır, yağsız kavrulmuş fındık ve fıstık
Bazı patates cipsleri
Peynir suyu
Zeytinyağı
Turşular
Tuz
Ekşi krema veya yoğurt
Soğan, Domates, Ispanak, Taze bezelye, Patlıcan, Fasulye gibi sebzeler
Kızartmalar
Deniz ürünleri
Tavuk ciğeri
Yiyeceklerde kullanılan boya maddeleri ( özellikle kırmızı)
Buğday ürünleri
Muz, Kivi, Mango, Ananas, Kırmızı erik, Çilek gibi bazı meyveler
Çikolata
Mısır
Papaya


Davranış kalıpları:
Öğün atlama
Fazla uyuma veya uyku eksikliği
Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar
Uçak yolculukları
Doğum kontrol hapları
Sigara ve diğer tütün ürünleri
Su kaybı
Kadınlarda hormonal değişiklikler ( migrenler adet öncesi, adet esnasında veya adetin sonunda artabilir ve genellikle hamileliğin üçüncü ayından sonra yok olur)
Oruç tutmak, fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin düşmesine neden olan durumlar
Fiziksel travma
Başa basınç uygulama ( fakat bazen migreni azaltır)
Uyku düzeninde değişiklik
Stres, özellikle stresin birden yok olması ( hafta sonu baş ağrısı sendromu)



İlaçlar dışında neler migren ağrısını azaltmakta yardımcı olur?

Esas yöntem ,karanlık ve sessiz bir odada uyumak gibi görünmekte. Bazıları için fonda hafif bir müzik veya gürültüsüz bir TV kanalının olması daha rahatlatıcı olabilir. Diğer önleyici yöntemler:

Akupunktur
Soğuk hava veya duş
Egzersiz
Boyun arkasına sıcak kompres
Saf oksijen
Baş ve boyun masajı
Duş: Bir kaç dakika sıcak sonra soğuk sonra tekrar sıcak duş.
Ayakları sıcak suya sokma
Kusma
Başa buz kompresi
Başın bir tarafına sıcak, diğer tarafına buz kompresi yapmak


Migreni önlemek için ilaç dışında neler yapılabilir?

Biofeedback
Toz maskesi
Gevşeme terapisi
Yoga
Stresi azaltmak
Kan şekerini sabit tutmak için düzenli yemek yemek (günde 5 küçük öğün)
Hafta sonları da dahil olacak şekilde her gün aynı saatte kalkmak
Gün ortası uyumamak

Migreniniz bilgisayar kullanımı ile alakalı ise:
Daha büyük ekran seçin
Ekran çizim hızını hızlandırın (90 Hz)
Ekran filtresi kullanarak ekranın parlaklığını azaltın
İşinize her 15 dakikada bir ara verin
Boyun ve sırtınızı her iki saatte bir hareket ettirin
Kalkın ve yürüyün
Boynunuzun kıvrık olmamasına dikkat edin, bilgisayar başında düzgün postürünüzü korumaya önem verin.
Akupunktur


Dayanma Stratejileri Genel:
Migren hakkında öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin. Migrenin pek çok farklı sebebi ve bulgusu vardır. Bilginizi arttırmak korkularınızı azaltır ve durumunuzu kontrol altına almanızı kolaylaştırır.
Kendi migreninizi tanıyın. Migren ağrınızın oluşması ile yaptığınız aktiviteler, yediğiniz yiyecekler, hava durumu, hormonal durumunuz arasındaki ilişkiyi not etmek migren sebeplerinizi bulmakta çok faydalıdır.Migren konusunda deneyimli, tedavi kararlarında sizinle bilgiyi paylaşan ve fikrinizi soran bir doktor bulun.
Sizin için iyi etki veren bir yöntem bulduğunuz zaman devam edin. İyi niyetli olsalar bile olmaz diyenleri umursamayın.

Aile ve arkadaşlar:
Aileniz ve arkadaşlarınızı duyarlı olduğunuz yemekler ve kaçınabileceğiniz diğer migren sebepleri konusunda bilgilendirin ve zaman zaman hatırlatın.Aile fertlerinizden migren zamanlarınızda normal görevlerinizi üstlenmelerini isteyin ve daha sonra da bunları yapmalarına izin verin.Pek çoğumuz tamamen fonksiyonsuz hale gelinceye kadar her şeyi yapmaya çabalarız – bunu yapmayın-.
Migren esnasında size nasıl davranılmasını istediğiniz konusunda açık olun. İnsanlar genellikle sizin söylediğinizi gerçek olarak algılar. Dolayısıyla olduğunuzdan daha iyi görünmeye çalışmayın. Bu onlara karşı iyi bir davranış değildir. Acı ve rahatsızlık seviyeniz konusunda dürüst olursanız, etrafınızdakilere uygun davranabilmeleri için olanak tanımış olursunuz.

Çok küçük çocuklar için alnınıza bir yara bandı yapıştırmak faydalı olabilir. "Burası acıyor" diyerek gürültü yapmadan oynamalarını sağlayabilirsiniz.Planlanmış ve sizin migren nedeni ile katılamayacağınız aktivitelere başkalarının gitmesini teşvik etmeyi düşünün. Bunu yapmak zor olabilir. Keza insan kendini dışlanmış hissedebilir. Ancak unutmayın nefret ettiğiniz şey etrafınızdaki acı çekmeyen insanlar değil migreninizdir.

Eğer migreniniz sizde duygusal değişikliklere yol açıyorsa (migren öncesi veya sonrası depresyon), iyi bir zamanda etrafınızdakilere durumunuzu anlatın. Bu tutumunuz, migren nedeni ile gösterdiğiniz tepkileri çok çok ciddiye almayı engeller.Gerçekte neyi istiyorsanız onu belirtin. Yalnız kalmak istiyorsanız bunu talep edin. Yanınızda birisinin olmasını ve size su getirmesini istiyorsanız, dürüst bir şekilde bunu ifade edin.

Birinci dereceden aile bireyleri veya zamanınızın büyük bir kısmını paylaştığınız diğer insanlar genellikle sizin acı ve ağrınızın ciddiyetini anlar, size yardımcı olamadıkları için kendilerini çok çaresiz hissederler. Migren konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak onlara da yardım edebilir. Siz yakınlarınızın bilgilenmesini teşvik edebilirsiniz.

İş yerinizde mümkün olduğunca migreni arttırıcı faktörleri azaltın. Bu tavrınızın sizin veriminizi arttıracağını göz önünde bulunarak, isteklerinizi dile getirmekten çekinmeyin.Bilgisayar ekranınızın sayfa çizme hızını kendinize göre ayarlayın. Işık ve kontrasta özellikle dikkat edin.İş yerinizdeki ampulleri migreni provake etmeyecek şekilde ayarlayın (flüoresan ışığın migreni başlatıcı etkisi vardır). Dumansız ve parfümsüz bir ortam tercih edin.Yakınınızda açılabilecek bir pencerenin bulunmasını talep edin. Sürekli gürültünün olduğu ortamlardan kaçının. İşyerinde mümkün olduğu kadar esnek bir çalışma saati düzenlemesine gidin. Performansınızın iyi olacağı zamanlarda çalışıp, iyi olmadığı zamanlarda çalışmama özgürlüğünü elde etmeye çalışın. Düşük ölçekli migren günlerinizde yapabileceğiniz rutin işlerinizi gördüğünüzde hata yapma riskiniz azalır.

İş arkadaşlarınıza durumunuzu ve bildiğiniz migren başlatıcı etkenleri anlatın. Böylece sizin yanınızda sigara içmemek gibi özenli davranışları sağlayabilirsiniz.Migren esnasında iş yerine telefon edip gelemeyeceğinizi haber vermek konusunda zorluk yaşayabilirsiniz. Bu hem suçluluk duygusu hem de ağrı varlığında normal konuşmanın güçlüğünden kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle bir arkadaşınıza haber verip, onun gerekli kişilerle konuşabileceği bir düzen oluşturun. Pek çok migren hastası migren esnasında, ne kadar iyi niyetli olursa olsun iyi olup olmadığına dair soru cevaplamaktan nefret ettiği için, telesekretere not bırakmak şeklinde haber vermek uygun olur.Amirinize karşı dürüst olun. Amirinize durumunuzu, kontrol altında tutmak için ne yaptığınızı ve işe gelmeme sıklığınızın ne olabileceğini anlatın. Kaçırdığınız mesaileri nasıl kapatacağınızı ve geçmişteki performansınızı vurgulamayı ihmal etmeyin.


Migren tehlikeli midir?
Her baş ağrısı migren değildir. Bazı baş ağrıları önemli bir hastalığın işareti olabilir. Migren ciddi bir rahatsızlık hissi ve yaşam kalitesinde düşmeye neden olmakla birlikte genellikle ciddi bir tıbbi risk oluşturmaz. Ancak baş ağrınıza migren diyebilmek için doktorunuzdan teşhis almanız gerekir.

Değişik migren tipleri olduğunu duydum, bunlar nelerdir?
Geleneksel sınıflandırmaya göre en sık rastlanan şekilleri klasik ve basit migren olarak adlandırılan tiplerdir. Klasik migrende baş ağrısından önce “ aura ” diye adlandırılan bir dönem yaşanır. Aura esnasında görme ve koku alma duyularında değişiklikler gibi bazı olağan olmayan durumlar yaşayabilirsiniz. Basit migrenin aura dönemi yoktur.


Migrenin hayati risk taşımadığını biliyorum, fakat migrenimin olması beni başka tıbbi risklere sokar mı?
İstatistiksel olarak çok az anlamlı olmakla birlikte, migren hastaları nüfusun geneline oranla çok az bir farkla genç yaşta (50 yaş altı) kalp krizi riski taşırlar. Migren esnasında geçirilen kalp krizi genelde aura ile benzer semptomlar taşır ve genellikle görme duyusu etkilenir.

Baş ağrılarımın migren olup olmadığını nasıl anlarım?
Migrene benzer belirtiler gösteren başka hastalıklar da vardır (Beyin tümörleri ve beynin daha başka hastalıkları gibi). Dolayısıyla daha önce teşhis konmamış ise doktor kontrolünden geçmek ve tıbbi teşhis koydurmak gereklidir. Bu durum; özellikle baş ağrılarınız aniden başladı ise ve daha önce böyle bir deneyim yaşamadıysanız daha da önem kazanır.

Kadınların daha sıklıkla migren hastası olduğu doğru mu?
Evet. Migren kadınlarda daha sık görülmekte. Çok sağlıklı olmamakla birlikte eldeki istatistikler her 100 migren hastasının 70'inin kadın olduğunu göstermektedir.

Migren genellikle kaç yaş civarında başlar?
Migren her yaşta başlayabilir. Fakat çoğunlukla 20'li yaşlarda başlar. Çocuklar da migren hastası olabilir ki bu durumda verilen ilaçlara ve ilaç dozuna çok dikkat etmek gerekir.

Migren kalıtsal mıdır?
Genellikle. Pek çok migren hastasının ailesinde başka bir migren hastası daha bulunur. Migren hastalarının anne ve babalarının %50-60'ının migren hastası olduğunu bildiren çalışmalar vardır.

Migren hastalarında ağrı dönemi ne sıklıkla yaşanır?
Ağrının sıklığı kişiye ve migreni başlatan etkenlerin varlığına göre değişkenlik gösterir.Genellikle basit migrenler klasik migrenlere göre daha sık yaşanır. Migren sıklığı çoğunlukla yaş ilerledikçe azalır.

Stres baş ağrım da oluyor, bu normal mi?
Evet, migren hastaları stresten dolayı da baş ağrısı çekerler. Bu tip ağrılar kafa derisi ve boyun kaslarını gevşetememekten olur. Serotonin düzeyindeki düşüklüğün de etkisi olabileceği gözlemlenmiştir. Bu tip ağrılar damar daraltıcı ilaçlarla kötüleşirken, damar açıcılarla iyileşir.

Migrenle araba tutması arasında ilişki var mıdır?
Pek çok migren hastası çocukken ve şu anda araba tutmasından bahsederler. Migren hastalarını daha kolay araba tutabilir.

Migren ve allerjik yatkınlık arasında bir ilişki var mıdır?
Olduğu tahmin edilmekle birlikte, eldeki veriler kesin bir neden sonuç ilişkisi kurmak için yeterli değildir. Bazıları gıda allerjilerinin migrene sebep olabileceğini ve kandaki yükselmiş histamin seviyesinin baş ağrısını başlatabileceğini düşünmektedirler. Bazı araştırmacılar ise astım, allerjik rinit gibi allerjik hastalıklarla ilişkiye dikkat çekmektedir. Allerji ve migren ilişkisinin çocuklarda daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Migrenlerin psikolojik olduğunu duydum, doğru mu?
Hayır. Daha önceleri migrenin belli bir psikolojik profile sahip olan insanlarda ortaya çıktığı düşünülürdü. Migren hastalarının nevrotik, obsesif, kompulsif, katı ve bastırılmış düşmanlık duygularına sahip olduğu söylenirdi. Ancak son 15 yıldır yapılan araştırmalar migren hastalarının psikolojik profillerinin normal olduğunu göstermiştir. Bazı doktorlar halen eski tavrı devam ettirmektedirler. Ancak tüm bu yanlış kanılar, migrenin sebepleri konusunda yapılan yeni araştırmalarla yıkılmaya devam edecek gibi görünmekte.

Beni dinlemeyen bir doktorum varsa ne yapabilirim?
Sessiz ve sakince fakat inatla ihtiyacınızın ne olduğunu belirtin. Kendinizi hastalığınız ve mümkün olan çözüm metotları konusunda eğitin. Bu taktikler fayda vermezse başka bir doktor bulmayı deneyin.


Migren günün belli saatlerinde daha mı sık ortaya çıkmaktadır?
Migrenin günün belli saatlerinde olma olasılığının daha fazla olduğuna işareteden bazı veriler vardır. En sık rastlanan migren başlama saati sabahın orta veya geç saatleridir. Bu saatler aynı zamanda kalp sinirlerinin ve kan trombositlerinin değişme saatleri de olup, vazomotor ritmin değişmesi ile migren başlangıcı arasında bir ilişki olabileceğine işaret etmektedir.

28 Şubat 2008 Perşembe

Migren

Migren dünyada bilinen en eski hastalıklardan biridir. Mısır'da Firavunlar döneminden papirus kalıntılarında baş ağrısı tedavi çizimlerine rastlanmıştır. Hastalık için "yarım baş ağrısı" anlamına gelen latince söylemin değişimiyle MIGREN adı yerleşmiştir. Ülkemizde de yaygın olarak halk tarafından bilinmektedir. " Migren herhalde ", " Migrenim tuttu " laflarını her insan duymuştur.

Migren, gelip geçici baş ağrısı ile kendini gösteren bir hastalıktır. Baş ağrısı en uzun bir gün sürer. Çoğunlukla 3 - 5 saat devam eder. Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişir. Ayni kişide de her ağrı ayni şiddette değildir. Ağrı şiddetli olduğunda bulantı ve kusma ağrıya katılır. Kusmadan sonra ağrıda bir azalma olması migrene ait bir özelliktir. Ağrı genellikle başın bir yarısında başlar ve her tarafına yayılır. Kusmadan sonra ağrı azalmadan sürüyorsa ve başın tek tarafından başlayan ağrı, her ağrı geldiğinde ısrarla aynı tarafta ve yer değiştirmiyorsa bir hekime danışmak gerekir.

Hekim migrene ait olduğu düşünülen ağrının başka bir nedeni olabileceğini araştıracaktır.

Baş ağrısı sırasında hastalar parlak ışık ve sesten rahatsızlık duyarlar. Loş ve sessiz bir ortamda yatmak isterler. Ağrı geçtiğinde çoğunlukla uyurlar. Bunu da " ağrım uyuyunca geçiyor." diye aktarırlar.

Migren kadınlarda daha çok görülür. Adet öncesi, adet ve adet sonrası dönemlerde yoğunluk gösterdiği bilinmektedir. Yalnız bu dönemlerde ortaya çıkan tipleri de vardır. Her yaşta başlayabilir. Bebeklerde görülen periyodik kusmaların bile migrenle ilgili olduğu düşünülmektedir. Migren hastası olan kadınların ağrıları menopozdan sonra çok hafifler ya da kaybolur. Migren ataklarının sıklığı değişkendir. Haftada ikiden çok baş ağrısı söz konusu ise hastanın ağrı gelmesini önleyen tedavi için bir nöroloji doktoruna başvurması önerilir. Migren hastalarının ailelerinde mutlaka migreni olan bir kişi vardır. Hastalar bunu çoğunlukla kabul etmezler illa kendilerindeki ağrıya tıpatıp benzer bir ağrı olmadığını savunurlar. Oysa migren ağrısı kişiden kişiye, şiddeti ve sıklığıyla farklıdır. Migren ailevi geçişli bir hastalıktır.

Bazı yiyecekler ve bazı durumlar baş ağrısını davet edebilirler. Uykusuzluk, açlık, mayalı içkiler, eskitilmiş peynirler, kabuklu deniz mahsulleri, konserve yiyecekler ve kuru yemişler ağrıyı tetikleyebilir. Bazı migren hastaları ağrının geleceğini önceden anlarlar. Çoğunluk hastada bu hafif bir ağrı ve durgunluk hissi olarak kendini gösterir. Bazı hastalarda bu öncü belirtiler, parlak ışık çakmaları, yarım görme, bulanık görme şeklindedir.Ağrı bunları izler. Bunlara " öncü belirtili migren " ( Auralı Migren ) diyoruz. Çok nadir hastada da bir beden yarısında güçsüzlük ya da gözde kapanına ve çift görme ile giden migren tipleri de görülür. Bu tipler de " eşliğinde bozukluk gösteren " ( komplike ) migren olarak adlandırılır. Migren iyi huylu bir hastalıktır. Sakatlığa neden olmaz. Ancak iş günü kaybına neden olduğu ve çok kişide görüldüğü için ciddiye alınan bir hastalıktır. Ağrıdan sonra hasta sanki ağrıyı çeken o değilmişçesine sağlıklı ve iyidir. Hastalar ağrıyı hisseder hissetmez alırlarsa ağrı kesici ilaçlarla rahatlarlar. Ağrı çok sık geliyorsa sorumlu migrenden ziyade sık kullanılan ağrı kesici ilaçlardır. Migren hastalarında günlük gerilim baş ağrıları görülmesi de olağandır ve hastalar migren ağrısını diğer baş ağrısından ayırt etmeyi öğrenmelidirler.



Migren Ağrıları
Belirtiler
- Bazen mide bulantısı ve kusma ile karışık yoğun başağrısı.
- Görme alanınız içinde parlak,
mektedir. Ancak baştaki kan damarlarının kat­kısı olduğuna dair belirtiler vardır. Migren ağrı­sı, genellikle sabah erken saatlerde veya gün içinde başın bir yanında yoğun bir ağrı ile baş­lar ve dah asonra diğer yana da yayılabilir. Tek bir yandan ya da tüm başta başlayan ağrı bir­kaç dakika ilâ bir-iki saat arasında ciddi doruk­lara ulaşır ve tedavi edilmezse saatlerce, hatta iki güne kadar sürebilir. Krizlerin geliş sıklığı her günden birkaç ayda bire kadar değişebilir. Bu krizler mide bulantısı ve/veya kusma ile birlikte de gelebilir. Migrenin klinik olarak çe­şitli seyir şekilleri vardın Klasik migren ("auralı") basit migren ("aurasız") ve karmaşık migren. Klasik migren tipinde, başağrısından.-öfice uya­rıcı belirtiler vardır. Başağrısı başlamadan saat­ler önce kendinizi enerji dolu, susamış, tatlıya karşı müthiş iştahlı, uykulu, tedirgin veya dep-resif hissedebilirsiniz. Ağrı başlamada^ yaklaşık 20 dakika önce palak ışık, zikzak çizgiler, yavaş yavaş yayılan kör noktalar görmek, baş dön­mesi veya vücudun bir yanında uyuşukluk his­setmek gibi nörolojik belirtiler başgösterir. Ba-şağrısından önce ortaya çıkan belirtilere aura denir. Basit migrenin tipik uyarıcı belirtileri yoktur. Birkaç dakika veya daha uzun bir süre içinde tüm yoğunluğuyla ortaya çıkar. Karma­şık (komplike) migren, başağnsından daha da uzun sürebilecek uzatmalı nörolojik belirtilere bağlıdır. Bunlar yüzde, bir el ya da bir bacakta başgösteren uyuşukluk hissi-, dudaklarda uyu­şukluk, konuşma ve yazma zorlukları gibi be­lirtilerdir. Çok nadir olarak bu belirtiler, belki de beyinde oluşan bir enfarktüsten dolayı, kalıcı olabilir. Migrenin daha az görülen tipleri arasın­da ailevi hemiplejik migren vücudun bir yanı paralize olur ve hastanın ailesinden mutlaka bir yakının aynı sorunu vardır) başağrısız mig­ren (genlelde yaşlı kişilerde görülür), oftalmop-lejik migren (gözlerin paralize olması ile bariz-leşen migren), status migrenus (72 saatten faz­la süren migren) ve migrenli enfarktüs aura belirtilerinden bir veya daha fazlasının 21 gün­den uzun sürmesi) sayılabilir. Migrenler çocuk­luk, ergenlik ya da genç erişkinlik çağlarında başlayıp, genellikle yaş ilerledikçe sıklık ve yo­ğunluk açısından giderek azalma gösterir. Bu rahatsızlık oldukça yaygın ve basit bir bozuk­luktur. Kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülür. Migren ayrıca adet öncesi gerili­minden de kaynaklanabilir. Gebelik sırasında krizlerde bir gerileme eğilimi vardır.


Hastalara Verilebilecek Öğütler
Migren tanısını mutlaka doktor koymalıdır. Yakınlarınızın söylemesi ile migren hastası olduğunuza inanmayın. Haftada iki kereden fazla baş ağrısı için ilaç kullanmayın. Ağrı kesicilerin sorunsuz kullanımı ile kimi ilaç böbreğinizi kimisi de karaciğerinizi tedavisi olanaksız şekilde hastalandırabilir. Içinde " ergotamin " olan ilaçları ayda bir kereden daha çok ( doktor vermiş olsa bile ) kullanmayın. Her zamankinden farklı baş ağrısı hissederseniz mutlaka bir nöroloji kliniğine başvurun